BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Resûlullahın mübarek kabrini ziyaret etmek

Sual: Resûlullah efendimizin mübarek kabrini nasıl ziyaret etmelidir? Medine'ye girerken ihrama girilir mi?

Cevap: (Dürr-ül-muhtâr)da diyor ki, (Farz olan hac önce yapılmalı, sonra Medine ziyaret edilmelidir. Ziyareti önce yapmak da caizdir. Nafile hac yaparken, önce, yolun düştüğü şehre gidilir. Medine'ye girince, yalnız kabr-i Nebiyi "aleyhisselâm" ziyareti niyet etmelidir. Mescid-i Nebide bir namaz, başka yerlerdeki bin namazdan daha üstündür. Oruç, sadaka, zikir ve Kur'ân-ı kerim okumak gibi ibadetler de böyledir. Medine'ye girerken ihrama girilmez. Mekke'de ihramlı iken olan yasaklar, Medine'de yasak değildir. Kadınların da, tenha zamanlarda, örtülü olarak ziyaret etmeleri caizdir).

(Merâkıl-felâh)da ve haşiyesinde diyor ki, (Medine şehri uzaktan görülünce, salat ve selam getirilir. Sonra, (Allahümme hâzâ harem-ü Nebiyyike ve mehbıt-ü vahyike femnün aleyye biddühûl-i fîhi vec'alhü vikâyeten lî minennâr ve emânen minel azâb vec'alnî minelfaizîne bi-şefâ'atil-Mustafâ yevmelmeâb) denir. Şehre veya mescide girmeden önce gusül abdesti alınır. Güzel ve alkolsüz koku sürünülür. Yeni, temiz elbise giyilir. Şehre yürüyerek girmek iyi olur. Eşyalarını bir yere yerleştirdikten sonra, o yerlerin kıymetini ve yüksekliğini düşünerek, boynu bükük, kalbi kırık olarak; (Bismillâh ve alâ Milleti Resûlillah) der ve hicret gecesi gelmiş olan (İsrâ) sûresinin sekseninci âyetini ve namazda okunan salevat-ı şerifleri okuyarak ve (Vagfir lî-zünûbî veftah lî ebvâbe rahmetike ve fadlike) diyerek mescide gelir. Bab-ı selamdan veya bab-ı Cibril'den mescide girip, minber yanında iki rekât (Tehıyyetül-mescid) namazı kılar. Minberin direği sağ omuzu hizasına gelmelidir. Resûlullah "sallallahü aleyhi ve sellem" burada kılardı. İki rekât da şükür namazı kılar. Duadan sonra, kalkıp edeple Hucre-i saadete gelir. Muvâcehe-i saadet duvarına karşı, arkasını kıbleye dönerek, Resûlullahın mübarek yüzüne karşı, iki metre kadar uzakta, edeple durur. Resûlullahın kendisini gördüğünü, selâmını, dualarını işittiğini ve cevap verdiğini, amin dediğini düşünür. (Esselâmü aleyke yâ seyyidî, yâ Resûlallah...) diyerek kitaptaki uzun duayı okur. Emanet olan selamları söyler. Sonra salevat okuyup, dilediği duayı yapar. Sonra yarım metre sağa gelip, (Esselâmü aleyke yâ halîfete Resûlillah...) diye başlayan kitaptaki uzun duayı okuyarak hazret-i Ebû Bekre selam verir. Sonra, yarım metre sağa gidip, hazret-i Ömer'e de kitaptaki uzun duayı okuyarak selam verir. Sonra kendine ve ana babasına ve dua etmesini istemiş olanlara ve bütün Müslümanlara dua eder. Sonra yine Resûlullahın mübarek yüzü karşısına gelir. Kitaptaki duayı okur ve dilediği duaları da yapar. Sonra Ebû Lübabe hazretlerinin kendini bağlayarak tövbe etmiş olduğu direğe gelir. Burada ve Ravda-i mutahherada nafile, kaza kılar. Tevbe ve dua eder. Dilediği zamanlarda (Mescid-i Kuba) ve (Mescid-i kıbleteyn), Uhud şehitleri ve Baki'deki mezarları ve birçok meşhur mübarek yerleri de ziyaret etmelidir). (Tam İlmihal s. 348)

***

Sual: Hac yaptıktan sonra Resûlullah efendimizin kabrini ziyaret etmek gerekir mi? Resûlullah efendimizin mübarek kabri, Mescid-i Nebinin içerisinde midir?

Cevap: Hac yaptıktan sonra, Medine-i münevvereye gidip, Resûlullahın mübarek kabrini ziyaret etmek lâzım olduğu, (Eshâb-ı Kirâm) kitabının (Müslümanların iki gözbebeği) kısmının son sahifesinde uzun yazılıdır. (Hücre-i saadet), mescid-i şerifin kıble duvarının şark köşesine yakın olup, mihrapta kıbleye dönen kimsenin sol tarafında kalır. Minber ise, bu kimsenin sağ tarafındadır. Hücre-i saadet ile minber arasına (Ravda-i mutahhera) denir. Hücre-i saadet, iç içe iki duvarla çevrilmiştir. İç duvarın tavanının ortasında bir delik vardır. Dış duvar, mescidin tavanına kadar yüksek olup, üzerindeki yeşil kubbe uzaklardan görünür. Dış duvarların ve dışardaki yüksek parmaklığın etrafı (Sitare) denilen birer perde ile örtülüdür. Duvarların içine kimse giremez. Çünkü, kapıları yoktur. (Mir'ât-i Medîne)nin 384. cü sahifesinde diyor ki, Mescid-i saadet yapılırken, eni 60 zrâ [25 metre], boyu 70 zrâ [29 metre] idi. Bedir gazâsından iki ay evvel, yani ikinci senenin Receb ayında, Kıblenin Kâbe cihetine tahvili emir olununca, kapısı cenup duvarından şimal duvarına alınırken, mescidin tülü ve arzı yüzer zrâ [42 metre] yapıldı. Bu kapıya (Bâbüt-tevessül) denir. Velîd bin Abdülmelikin ve üçüncü Abbasi halifesi Mehdinin "rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma'în" 165 [m. 781] de yaptırdıkları tamirde mescidin tülü 126, arzı da 76 metre oldu. Vehhabiler 1375 [m. 1955] senesinde genişletip, tülü 128, arzı 91 metre oldu. Mescid-i Nebideki tarihi isimleri değiştirip, Vehhabilerin isimlerini koydular.

Mescid-i Nebinin beş kapısı var idi. Bunlardan: İkisi garp duvarında olup, kıbleye yakın olana, (Babüsselam), şimal köşesine yakın olana, (Babürrahme) denir. Şark duvarının, kıble tarafında kapı yok idi. Şark duvarında, Babürrahme karşısında (Babül Cibril) vardır. (Tam İlmihal s. 348)

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Cevap istediğiniz sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz. Teşekkürler.
DİNİMİZ ve İSLAM SİTESİ YÖNETİMİ