BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

İnsanlardan utanarak günahı terk etmek

Sual: Günah işlemeyi, insanların ayıplamalarından korkulduğu için mi yoksa Allah için mi terk etmelidir?
Cevap: 
Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vazgeçmesi, ya Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan hayâ ettiği, utandığı yahut da başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin alameti, o günahı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan hayâ etmek, utanmak, onların kötülemelerinden korkmak demektir. Başkalarının günah işlemelerine sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günahtır. Başkalarının bu günahı işlemelerinin günahları da, kıyamete kadar bunlara sebep olana yazılır. Bir hadis-i şerifte;

(İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyamet günü, bu günahı kullarından saklar) buyuruldu.

Herkese vera sahibi olduğunu bildirmek için, günahını saklamak ve gizli olarak devam etmek, riya olur.

***
Sual: Başkaları günah işlemesin diye, onların hatırı için, sünnetleri, müstehabları terketmek uygun olur mu?
Cevap: 
Başkalarının günaha girmemeleri için, bir kimsenin mubahları terk etmesi iyi olur. Fakat sünnetleri, hatta müstehabları terk etmesi caiz olmaz. Mesela gıybet yapmamaları için, misvak kullanmayı terk etmek iyi olmaz.

***
Sual: Bir kimsenin, yaptığı ibadetleri başkalarına göstermekten veya onların duymasından haya etmesi, utanması doğru bir şey midir?
Cevap: 
İbadetlerini başkalarına göstermekten haya etmek, utanmak caiz değildir. Haya, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir. Bunun için, vaaz vermekten, ilmihal kitabı yazmaktan, satmaktan, imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur'ân-ı kerim okumaktan haya etmek caiz değildir.
(Haya imandandır) hadis-i şerifindeki haya, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Müminin, önce Allahü teâlâdan haya etmesi lazımdır. Bunun için, ibadetlerini ihlas ile yapmalıdır.

***
Sual: Yolda yürürken, ayağımız, giydiğimiz mestten biraz çıksa, abdest bozulmuş olur mu?
Cevap: 
Ayağın topuğu, mestin topuğundan çıkınca, mest ayaktan çıktı sayılır. Fakat ekseri kitaplar, ayağın yarıdan fazlası, mestin topuk kemikleri hizasından yukarı çıkmadıkça, ayaktan çıktı sayılmaz diyor. Buna göre, mest geniş olup, yürürken, topuğu mestten çıkıp, giren kimsenin meshi caiz olur. Yürürken abdesti bozulmaz.

***
Sual: İslâmiyyette, mülk şirketi nedir? Ortaklaşa sığır kurban edenlerin, bu kurban etinde olan hisseleri de, mülk şirketi mi olur?
Cevap: 
(İbni Âbidîn)de ve Âtıf beğin "rahmetullahi teâlâ aleyh" (Mecelle)nin 1045 ve 1060 ve 1329 uncu maddeleri ve sonrası şerhlerinde diyor ki:
Şirket, ortaklık demektir. Mülk şirketi demek; İki veya daha çok kimsenin, miras veya hediye sureti ile veya parasını belirli oranda verip satın alarak, ayn veya deyn olan bir mala beraber sahip olmalarıdır. Yahut, mallarını, ayrılamayacak şekilde, karıştırıp ortak olmalarıdır. Birincisinde, ortak malın her parçasında, her tanesinde ortaktırlar. İkincisinde ise, her birinin taneleri diğerinin taneleri ile karışmıştır. Birincisinde, hisse-i şayiasını dilediğine satabilir. İkincisinde ise, ancak ortaklarına veya onlardan izin alarak dilediğine satabilir. Ortak binadan ve tarladan, kendi malının miktarı nispetinde ve diğerlerinin hisselerine zarar vermeyecek şekilde, istifade edebilir. İzinsiz başkalarına kullandıramaz. İzin verenlerin hisselerini de kullanabilir. Misli olanlardan hissesini fâiz olmayacak şekilde ayırıp kullanabilir. Meyveden hissesini yiyebilir. Çürüyecek, bozulacak şeyleri satıp, semenini ortaklarına dağıtır. Hissesini izinsiz herkese satabilir. Satın al veya hisseni bana sat diye zorlanılmaz. Ortaklaşa sığır kurban edenlerin, bu kurban etinde olan hisseleri de, mülk şirketi olur. (Tam İlmihal s. 865)

« Önce
Sonra »