BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Evliya kabrini ziyaret ederken

Sual: Evliya bir zatın kabrini ziyaret ederken nelere dikkat etmelidir?
Cevap: 
Rabıta-i şerife kitabının 20. sayfasında buyuruluyor ki:

“Büyük bir zatın kabrini ziyaret eden kimse, ona rabıta ederse yani dünya işlerini hiç düşünmeyip, kalbine hiçbir şey getirmeyip, o zatın ruhunu his organları ile anlaşılamayan bir nur farz ederek, bunu kalbinde bulundurursa, o ruhtan kendi kalbine bir şeyler akmaya başlar. O zatın feyzlerinden bir feyz ve hallerinden bir hal kendinde hâsıl oluncaya kadar bu nuru kalbinde saklamalıdır. Çünkü Evliyanın ruhları, feyzlerin kaynağıdır. Kaynağı kalbine koyan, bunun feyzine, nimetine, bilinmeyen ihsanlarına elbette kavuşur. Ruhu kuvvetlenir, olgunlaşır.

Kabir yanına gelince, önce selam verilir. Mezarın sağ yanına yani kıble tarafına, ayak ucuna yakın durur. Tanıdığı gibi şeklini, suretini hatırına getirir. Euzü ve besmele ile bir Fatiha ve on bir İhlas okur. Sevabını Resulullah efendimizin ve bütün Peygamberlerin (aleyhimüsselam), Eshab-ı kiramın ve Evliya-i izamın (aleyhimürrıdvan) ruhlarına ve bu zatın ruhuna hediye eder. Sonra oturur. Onun ruhunu gönlünde bulundurur. Kalbinde bir şey hâsıl oluncaya kadar durur. Gelen kimse almasını bilir ise, o zat da vermeye ehil, olgun bir Veli ise ve şartları gözeterek beklerse, elbette bir şey ele geçer. Bu şartlar, o zatın kendisini tanıdığına, selamını işitip cevap verdiğine, ruhunun kâmil, olgun olduğuna, ruhunun bir zamana ve yere bağlı olmadığına, nerede hatırlarsa orada imiş gibi feyz vereceğine, Allahü teâlânın feyzini, ruhun gıdasını, onun ruhu ile gönderdiğine inanmaktır.

Üzüm isteyen, bağa gidip asmadan koparır. Erik ağacına gitmez. Su isteyen, kaynağa, çeşmeye gider. Ağaca veya sobaya gitmez. Buğday isteyen, tarlasını sürer, eker, biçer. Çocuk isteyen, evlenir. İlaç isteyen bir hasta, tabibe ve eczaneye gider. Bakkala, avukata gitmez. Kalbin gıdasını, ruhun temizliğini isteyen de, Evliyanın (kaddesallahü teâlâ esrarehümül azîz) kalbine, ruhuna başvurur.

Allahü teâlâ bu nimetlerini, Evliyanın kalbinden göndermektedir. Her şeyi yaratan, gönderen, yalnız Allahü teâlâdır. Fakat her şeyi belli bir sebeple göndermek Onun âdetidir. Onun nimetine kavuşmak isteyenin, Onun âdetine uyması, sebebi arayıp, bulup, öğrenip, Onun sebebine yapışması lazımdır. Sebepleri aramamak ve öğrenmek istememek, Allahü teâlânın âdetini bozmak olur. Fen derslerini, fen bilgilerini öğrenmek, Onun âdetine uymak, sebepleri öğrenmek demektir.

Bir kabirden feyz almak için, o zata karşı, diri imiş gibi, edep ve saygı göstermek, kabri üzerine basmamak da lazımdır. O zat mürşid-i kamil ise, kalbdeki nisbet geç hâsıl olup, uzun zaman kalır. Mürşid olmıyan Veli ise, hâsıl olan feyz, keskin ve çabuk gelip geçici olur.” (Seadet-i Ebediyye s.1015)

« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Cevap istediğiniz sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz. Teşekkürler.
DİNİMİZ ve İSLAM SİTESİ YÖNETİMİ