BREAKING NEWS
Yaşam

728x90

header-ad

468x60

header-ad

Geğirmek ve esnemek

Sual: Geğirmek de esnemek gibi şeytandan mıdır?
CEVAP
Geğirmek çok yemenin alametidir. Hastalık hariç, çok yemeyen geğirmez. Peygamber efendimiz, çok yiyip çok geğiren birine, (Yanımızda öyle geğirme! Çünkü bu dünyada çok tok olan, âhirette çok açlık çeker) buyurdu. (Tirmizî, İbni Mace)

Kur’an-ı kerim okurken esneme geldiğinde durmalı, çünkü mekruhtur. Esneme ve çok yedikten sonraki rehavet hâli tembelliğe, ağırlığa ve ibadetlerden kesilmeye sebeptir. Bunun için esnemek şeytana nispet edilmiştir. Hadis-i şerifte de, (Esnemek şeytandandır) buyuruluyor. (Şir’a şerhi)

Bazı esnemelerin şeytandan olmadığı, uykusuzluk, yorgunluk gibi sebeplerle olduğu da bildirilmiştir. Demek ki, geğirmek de, esnemek gibi genelde çok yemekten ileri geliyor. Yani istenmeyen bir durumdur. Esneme ve geğirmeyi azaltmak için az yiyip içmeli. Çok yiyip içtiğimize tevbe istiğfar etmelidir.

Esnemeyi önlemek hakkında İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: Esnemeyi yok etmenin çaresi, diğer peygamberler gibi Resulullah’ın da esnemediğini hatırlayıp hemen salevat getirmektir. Kuduri sahibi, (Biz bunu defalarca tecrübe ettik ve doğruluğunu gördük) buyuruyor. Ben de tecrübe ettim ve doğru olduğunu gördüm. (Redd-ül-muhtar)

Bir nimet gelince veya bir sıkıntıdan kurtulunca şükretmek gerekir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:

(Aksıran veya geğiren “Elhamdülillah alâ külli hâlin minel hâl” derse, 70 dertten kurtulur.) [Hatîb, İbni Neccar]

Diş çürüğünü tedavi
Sual: Diş çürüğü, bir yara, bir hastalık olduğuna göre, diş dolgusu zaruret değil midir?
CEVAP
Diş çürüğünü tedavi ettirmek elbette zarurettir, çünkü çürük, başka hastalıklara sebep olarak, ölüme kadar götürebilir. Diş dolgusuyla diş çürüğünün tedavisi ayrı şeydir. Diş dolgusu, çürüğü tedavi etmiyor. Dolgu, diş çürüğü tedavi edildikten sonra yapılıyor. Tedavi ile dolgu karıştırılmamalı. Çürüğün tedavisi zarurettir, dolgu öyle değildir. Bunun için dolgu yaptıranın, gusül, abdest ve namazda Mâlikî veya Şâfiî mezhebini taklit etmesi gerekir.

Sevgi ve iman
Sual: Bir cuma hutbesinde, Peygamber efendimizin, (İman etmedikçe Cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de iman etmiş olamazsınız) buyurduğu bildirildi. Sevmekle iman arasında ne irtibat var? Ben Müslüman olan birçok arkadaşımı sevmiyorum, sevmediğim için imansız mı oluyorum?
CEVAP
Eğer Müslüman arkadaşı, Müslüman olduğu için değil de, yanlış hareketlerinden dolayı sevmiyorsak küfür olmaz. Müslümanı, Müslüman olduğu için sevmek şarttır. Buna hubb-i fillah yani Allah için sevmek denir. Kâfirleri sevmemeye de buğd-i fillah denir. Bir kimse, Hazret-i Ömer’le Hazret-i Ali'yi sevmese, Ebu Cehil’le, Firavun’u sevse kâfir olur. Çünkü Allah'ın sevdiklerini sevmek, Allah'ın düşmanlarını sevmemek lazımdır.

Eshab-ı kiramın herhangi birini sevmeyen de kâfir olur. Çünkü Allah onları sevdiğini Kur'an-ı kerimde açıkça beyan ediyor, hepsinin cennetlik olduğunu bildiriyor. Sıradan bir Müslümanı bile sevmemek küfür olur. Çünkü Allahü teâlâ, Müslümanı seviyor. Ama bir Müslümanı, bize zulmettiği için, alacağımızı vermediği için veya başka yanlış işlerinden dolayı sevmezsek, imanımıza zararı olmaz, çünkü imanını, Müslümanlığını değil, hatalarını sevmiyoruz. Din kardeşlerimizi sevmek ve onlarla beraber olmak ise, iman alametidir.

Acele

Yavaş ol, tökezlersin, düşüp başın yarılır,

Acele etsen de iş, olacağına varır.
« Önce
Sonra »

Hiç yorum yok

Cevap istediğiniz sorularınız için dinimizislam2@gmail.com adresine mail gönderiniz. Teşekkürler.
DİNİMİZ ve İSLAM SİTESİ YÖNETİMİ